Hüseyin Evrendilek - место жительства и мобильный номер

ВКонтакте: Hüseyin Evrendilek 10.02.1994 Karaman - профиль, анонимный анализ
  • Фотографии:

    11 фото 36% (+4)

  • Друзья:

    3 друзей 32% (+1)

  • ID:

    218596807

  • Дата рождения:

    10.02.1994

Популярность 87%
  • Описание профиля
  • Анализ профиля Hüseyin Evrendilek 10 февраля 1994 в ВКонтакте дает понимание его жизни в Karaman. От альбомов с фото и видео до обсуждения последних статусов и отзывов, узнайте всю информацию, которую вы хотите знать о его интересах и друзьях.

Фотографии / 11

Загрузка фотографий, ожидайте ...

Основная информация

Домен
id218596807
Имя
Hüseyin
Фамилия
Evrendilek
Пол
мужской
Родной город
karaman

Контактная информация

Страна
Турция
Город
Karaman
Сайт
https://www.facebook.com/huseyin.evrendilek

Друзья / 3

Личная информация

Любимые цитаты
Sigara yaktım. Kahve için suyun kaynamasını bekliyorum; kafa derimin altında inşaat çivileri maraton koşusu yapmakta. Gözümü kapatıyorum. Karıncaları ve örümcekleri görüyorum. Yeter! ‘’yeter’’ demek yeter mi? Çıkmaz sokak nereye çıkmaz? Aptal sorular! Mutfağın penceresini açıyorum; nefes alıyorum. Havada bulutlar ve ölüm kol geziyor, yağmur geliyor. Burası dünya. Kendimi dışarı atmalıyım. Şimdi yağmur gittikçe hızlanıyor ve ben sırılsıklam halde, hem yürüyorum hem de teneke çatılardan çıkan çığlıklara kulak veriyorum. Bir elim cebimde, diğeri ise sigarayı tutuyor. Dudaklarım ciğerlerimden çıkan dumana izin verip evrenin seremonisine kafa tutarcasına, kimseye ait olmayan bir melodiyle ıslak ıslık tüttürüyor. Gün ışıklarını söndürmek üzere… Bir apartmanın girişinde sümükleriyle koklaşan ve bana deliymişim gibi bakan çocukları görüyorum. Hepsinin de saçları kısacık ve suratları fazlasıyla beyaz. Ve ben susuyorum. Konuşmalı mıyım? Hayır! Sadece ölmek istiyorum. Hepsi bu. Hiç sorgulamadan. Hiç düşünmeden. Zaten yeterince düşündük. İhtiyacımız olan, klozet temizleme fırçasıydı. Dışkımızı soğuk taştan temizlemeye çalışırken bize satmaya çalıştıkları prezervatifler yüzünden sürekli düzüşmeyi düşündük. Bedava dakikalarımızı ve seri sonu indirimlerini düşündük. Aslında en çok iş üstünde değil de, sifonu çektiğimizde çıkan sesi duyunca düşündük. Akşam hangi televizyon dizisini izlesek diye düşündük. Erken rezervasyonlarımızı ve kredi kartı limitlerimizi düşündük. En çok, ıkınırken değil de fermuarımızı çekerken, arkamıza bakıp, dışkımızın bizi terk ettiğini görünce düşündük. En son ne zaman mastürbasyon yaptığımızı, pahalı arabaları, cep telefonu modellerini düşündük. Lanet, umut dolu kuponlarımızı düşündük. Ya düşünmemeyi? Ya da ölmeyi? Hiç üstümüze alınmadığımız ışıksızlığı? Meleğin kederli dokunuşunu? Hiç sanmıyorum! Her şey, alışkanlıklarımı kontrol altına almak istememle başladı. Köleliğimi yitirmek istedim ama en büyük bağımlığımı fark ettiğimde hiç olmadığım kadar heyecanlandım. Giderek acı çektim. Acı çektikçe hür kılındım. Kendime kapandım. Kendimle hatırladığım son şey depresyonda olduğum ve gecenin bilmem kaçındaki morfin merasimlerimdi. Ucuz rüyalar görmediğim sürece kendi kâbusunda yaşayan karabasandım. Giderek çöktüm. Çöktükçe arındım. Arındıkça ölümü daha fazla düşünmeye, düşlemeye başladım. Kansere daha da yaklaştım. Sabahları midemde o
О себе
Öyle bir doğumdu ki; her şey o gün başladı. Suyun içinde nefes almaya çalışırken, oksijene alıştım. Gözlerimin rengi lacivertken ela’ya alıştım. Bir tek anne ve babamın sesini duyarken, birden bir sürü cicili bicili, agulu, gugulu sözlere alıştım. Önce süte, sonra çaya, sonra da şaraba alıştım. Önce kahkahaya, sonra acıya… Önce iyi arkadaşlara, sonra darbelere alıştım… Önce her şeyi başlatan kısacık çocuksu öpüşmelere, sonra her şeyi azaltan sevişmelere alıştım… Önce okula sonra hayata, Önce söylemeye, sonra dinlemeye alıştım… Önce sobelemeye, sonra gizlenmeye… Önce düşmeye, sonra kalkmaya alıştım. Önce beni uyutan ninnilere, sonra beni inleten şarkılara alıştım! Önce beni sevenlere, sonra sevmeyenlere de alıştım! Önce evlilik yıldönümlerine, sonra boşanma yıldönümlerine, Önce anne-babama, sonra sevdiğim kadınların anne-babalarına alıştım, Önce rüyalara, sonra kâbuslara, Önce sığ sulara, sonra derinlere, Önce bisiklete, sonra yayalığa alıştım! Önce aşılara, sonra uyuşturanlara alıştım, Önce suçiçeğine, sonra ülsere alıştım! Önce başarıya, sonra yenilgilere alıştım, Önce kendime, sonra aynadaki halime, Önce delikanlılığa, sonra dengeye, Önce hayatıma, sonra dünyaya alıştım!!! *** Bu aralar yine en çok Sezen dinliyorum. Yazmaya çalıştığım kitabımı okuyorum. Sadece önünden yunusların geçtiği bir çay bahçesine gidiyorum. Bitmeden önce ilk defa hiç kaçırmadan sadece ‘BIÇAK SIRTI’nı izliyordum. Bu ara çokça ailemi özlüyorum. Ölen anneannemi bir de! Ölmesinden korktuğum herkesi! Ve galiba âşık oluyorum! Sahip olduğum her şeye! Yüzü kızarabilen bir kadına… Anlar mı bilmem! ‘O şimdi bunu okuyor’ ne de olsa! Ben de bunu söylüyorum ‘an itibariyle beni dinliyor...!!!

Жизненная позиция

Политические предпочтения
Социалистические
Мировоззрение
İslam
Главное в жизни
красота и искусство
Отношение к курению
положительное